7 Ağustos 2011 Pazar

SANATÇI FATİH KISAPARMAK İLE EŞREFOĞLU SOSYO-POLİTİK KÜLTÜR DERGİSİ SÖYLEYİŞİ


EŞREFOĞLU RÖPORTAJI

1- Fatih bey, özellikle röportaj isteğimizi bunca yoğunluğunuz içerisinde geri çevirmeyip bizleri
kırmadığınız için çok teşekkür ederiz. Sizi uzun yıllardır tanıyoruz. Halk tarafından takdir toplayan
bir sanatçısınız.Bu kadar çok sevilmenizi neye ya da nelerede bağlıyorsunuz?

Sevilmemin sebebi sevmemdir. Nasıl ki rüzgar eken fırtına biçiyorsa bu evrende, sevgi eken de sevgiler biçiyor.
Siz beni yirmili yaşlarımın sonuna doğru tanıdınız. Oysa ben sizi doğduğum günden beri tanıyor ve tahmin
edemeyeceğiniz kadar çok seviyordum. Sonunda bir büyük paydada kesişti yollarımız.

2- Sanat camiasına ilk adım atışınız nasıl oldu? Çevrede sizi yönlendiren ve destekleyen kişiler var mıydı?

Annem, babam ve ailem, benden daha fazla istemişlerdir müzik sanatıyla ilgilenmemi. Ben hukukçu olmak
istiyor ve İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okuyordum. Bir yandan da şiir ve beste çalışmalarımı sürdürüyordum.
O yıllarda, babamın vefatı en keskin virajı oldu hayat yolumun. O dönemden sonra profesyonelce yaklaştım bu alana.
Bir süre sonra da mesleğim haline geldi müzisyenlik. Başta rahmetli babam, annem, anneannem ve aranjör Zafer
Dalgıç sürekli yüreklendimişlerdir beni ve hep yanımda olmuşlardır.

3- Başarılı ve ünlü olmak için bazı engelleri aşmak gerekiyor. Siz de böyle bir süreçten geçtiniz mi?
Hayatınızın belli dönemlerinizde sıkıntılarla karşılaştınız mı?

Benim hayatımda, vazgeçilmez genel ilke ve kurallar vardır. Bunlara uymayan durumlar ortaya çıktığında bile
hedeflerimden asla vazgeçmem. Tam tersine, zorluklar irademi, azmimi ve inancımı bileyler. Ben yüz metre koşucusu
değilim; maraton koşmaya geldim.


4- Ne kadar sıklıkla albüm çalışması yapıyorsunuz? Sanat dünyasında geleceğe dair hedefleriniz nelerdir?

Nicelik değil nitelik önemlidir. Bu nedenle, çok sayıda beste ve şiir üretmeme karşın, aynı oranda albüm
yapmıyorum. Albüm hazırlarken de, yine bu sebepten ötürü ince eleyip sık dokuyanlardanım. Bir bakıma
mükemmelliyetçiyim yani. Ancak, mükemmel iyinin düşmanıdır sözünü de göz ardı etmem. Müzik sektörü, belki de
tarihin en ağır krizini yaşıyor. Bunun da tek sorumlusu, teknolojik gelişmelerin çok çok gerisinde kalmış olan
evrensel ve ulusal hukuk sistemleri.

5- Ülke genelinde bir çok konsere çıkıyorsunuz. Unutamadığınız bir anınız var mı? Varsa bizimle paylaşır mısınız?

Sadece halk konserleri veren bir müzik sanatçısıyım. Gazinolarda, barlarda falan sahne almıyorum. Bu nedenle,
her yıl birkaç kez turluyorum ülkemi. Halkımın ayağına kadar giderek paylaşıyorum ürettiklerimi. İnsanlarımız da
bendenize  haketmediğim bir ilgi ve sevgiyi lutfediyorlar. Onun için her konserimiz bir şölen, bir destan gibi
çok şükür.

6- Sanatçılar için tüm eserleri değerlidir. Ancak bazı eserler vardır ki halkın gözünde ve kendi gözünde daha
başka bir anlam taşır. Sn. Şebnem KISAPARMAK hanım ile seslendirmiş olduğunuz “Allah’a emanet olsun Türkiyem” adlı
eseriniz, dinlenildiği zaman taraflı-tarafsız herkesi duygulandıran bir çalışma olmuş. Bu çalışmayı ortaya
çıkarma sürecinden nelerden etkilendiniz? Hiçbir beis yoksa bizimle paylaşır mısınız?

Yeni bir kardeşlik ve barış şarkısına ihtiyaç duyduğumuza inandık. Bu coğrafyaya ait her rengi, her dokuyu ve her
kokuyu taşıyan, sevgi eksenli bir eser üretmek istedik. Sözlerini Şebnem Kısaparmak'la beraber kaleme aldık; ben
besteledim ve eşimle birlikte seslendirdik. Çok kısa sürede öylesine büyük bir geriye dönüşü oldu ki şarkının,
açıkçası biz de biraz şaşırdık. Demek ki; barışa, sevgiye, kardeşlik ve birliğe gerçekten çok susamışız.

7- Sizce sanat dünyasında başarılı olmanın ve başarılı kalmanın yolları nelerdir?

Önce haddini bilmek, sonra kendi olmak ve elbette sürekli araştırmak, çalışmak, çabalamak.

8- Son olarak buradan okuyucularımıza ve sevenlerinize iletmek istediğiniz mesajlar var mı? Böylesine keyifli bir
sohbet için bir kez daha teşekkürlerimizi sunar, çalışmalarınızda kolaylıklar dileriz.

Gerçek sanat eseri ne eskidir, ne de yeni. Hem eskidir, hem de yeni. O, her mevsimin çiçeği ve zaman üstü olabilendir.
Eski olsaydı ölmeye, yeni olsaydı eskimeye mahkum olurdu. Tasarlanmış imajlar, dışı yaldızlı balonlardan ibarettir.
Onlar, kelebek ömürlü kardanadam şöhretlerdir. Unutmayınız ki, zirvede rüzgarlar sert eser. Başarıdan daha önemlisi,
kalıcı başarıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder