9 Ocak 2012 Pazartesi

İstemeyerek de olsa nokta koyuyorum.

Beyhude geçen 27 yıl içerisin de

"Terörü Kardeşlik Ateşinde Yakmak" adlı Teröre Son Vermek İçin Hazırlanan Konferans


Anlamlandıramadığım Duygularım… 

Ömrüm boyunca kalabalıklar içinde yalnızlık çektim. Herkes gibi davranmayı, herkesin yaptığını yapmayı, velhasıl herkes gibi olmayı hiçbir zaman sevmedim

Çünkü idealist bir açım var… Ulaşılması güç gayelere sevdalıyım. Hiçbir zaman mozaik bir görüşüm ve mozaik bir inancım olmadı. Türklük bedenim, İslam ruhum prensibiyle hayatı okumaya ve anlamaya çalıştım.

Ve hep garipsendim, hor görüldüm, yaftalandım. Her yaptığım olay oldu. İyilik yapsam, garipsendim. Derler ya “adın çıkmış dokuza, inmez sekize”…

 Birilerinin hayal bile edemeyeceği, hayal edip de gerçekleştiremeyeceği gayeleri gerçekleştirmeye çalıştım ve azimle yola çıktıklarımı başardım… Büyük, engin, ve asil ideallerin, soylu düşlerin savunucusu oldum.. Bu hareketlerim birilerine veya her hangi bir kitle yaranmak adına yapmadım. Yalnızca geniş bir kitle tüm insanoğullarına bir faydam olsun istedim. “Yaşıyorsam bir sebebi olmalı” diye düşündüm. Geleceğin nesillerine örnek olmak istedim.

 İnsanoğlu istedikten sonra başaramayacağı bir şey olmadığının ispatı olmak istedim, örnek teşkil eden bir hareketti yaptığım.  İnsanoğullarının gerçeklerle yüz yüze yaşamasını gaye edindim.

Hep garipsendim, hep hor görüldüm, hep yaftalandım… Yaşamış olduğum yurdun, inandığım ölçülerde propagandasını yaptım. Hem inancım için hem yaşadığım, inandığım için… Ben  Yüce Türk Milletinin vatanlaştırdığı bu coğrafyada atalardan gelen her şeyi aldım, her şeyi kabul ettim.  Büyük bir mirası, diliyle, diniyle, kültürüyle iyisiyle-kötüsüyle her şeyi kucakladım. İnancım doğrultusunda propaganda yapmamın nihayetinde; hep yaftalandım.içimizde ekmek yiyen ama bu vatana aidiyet hissetmeyenler tarafından!..

Emeğimin karşılığını, ne yaptığımı bilmeyenlerden alamayacağımı bile bile bi nebze faydam bulunsun niyetiyle verdim. Onlara göre benim emeğimin hiçbir kıymeti yoktur.

Gün geldi ötekileştirildim… İftiralara, adi ithamlara, karamalara düçar kaldım. Şahsıma sıfat takan ama ne uğraşlar içerisinde neler başardığımı, ne zorluklar yaşadığımdan bihaber olan zâtı muhteremler tarafından!..

Adımı neye çıkarırlarsa çıkarsınlar, hangi sıfatla anılırsam anılayım, ben hep buradayım.  Yerimden ve duruşumdan fevkalâde memnunum. Beni anlamayanlar bu ülkede bizi “Biz” yapan değerlerden nasipsiz kalanlardır.

SİZ SAKIN EMEĞİNİZİ (ESERİNİZİ) BİLMEYENLERE SUNMAYIN ve  ASLA BİLMEYENLERLE TARTIŞMAYINIZ!..

Hayatı anlamlandırarak yaşamak; adam gibi yaşamaktır!..

Kendimi bildim bileli doğru olduğuna inandığım idealler uğruna yanlış olan her hareketin karşısında biranbile tereddüt etmeden doğruyu savunmaya çalıştım. Tek amacım kendini düzeltki toplum düzelsin felsefesiyle kendim ve çevremde gördüğüm yanlışlıklarla mücadele ettim.

Tek gayem insanoğullarının ve yaşadığım şehrin kalkınması olmuştur. Bu düşüncelerle kendi çabalarımla Eşrefoğlu Dergisini kurdum.

Körükürüne bağlandığım bir düşünce olmamasına rağmen bu çabamı insanların  siyasi bir düşünceye hizmet ettiğim yönünde yorumlamaları ve bu fısıltıların kulağıma gelmesinden ötürü hayal kırıklığına uğradığımı belirtmek isterim.

Beyhude geçen 27 yıl içerisin de anlamlı gördüğüm ve gururla bahsettiğim dava mücadeleme camia içerisinde yüzlerine tükürülesi rantcı insanların bulunması nedeniyle istemeyerek de olsa nokta koyuyorum.