9 Ekim 2011 Pazar

Eşrefoğlu Dergisinden bir konu; "GÜNÜMÜZDE GENÇLİK" Seyit KARAKAYA








                                GÜNÜMÜZÜN GENÇLİĞİ

                                                                                                                             Seyit KARAKAYA                                          
Gençlik, toplumun en dinamik yapısını teşkil etmektedir.. bu ülkenin gelişmesinde en aktif rolü gençlik oynamaktadır. Ülkemiz genç nüfusun fazla olduğu bir ülkedir. Bu ülkemiz için büyük bir şanstır. Bunun değerlendirilmesi  ve toplumun aktif hale getirilmesi demektir. Ama bu konuya tetkik ettiğimizde ortaya çıkan tablo çokta içacıcı değildir.
Bugün Türk Gençliğini uçurumun kenarında görüyorum. Milli ve manevi değerlerden kopmuş, toplumsal konulara duyarsız kalan, yabancılaşmanın veTürk Milleti üzerinde oynanan oyunların parçası yapılmak istenen bir gençlik görmek, insanı üzüyor. Üzerimizde kendi emellerini tatbik hevesi güden aşağılık zihniyetler, gençliği tesir altına almak için türlü tezgahlar hazırlamaktadırlar. Kimliğini kaybeden, kültürüne yabancı kalmış yabancı kalmış gençlerin ortaya çıkması Türk adını dünyadan silmek isteyen bu zihniyetlerin ekmeklerine yağ sürmektedir.
 Dilimizden başlayarak, diğer değerlerimizde dahil yozlaştırılmaya, sulandırılmaya ve tartışmaya açarak, gençliği etkilemek ve toplumlarına yabancı yetişmelerini sağlamak politikalarını ne yazık ki uygulamaya koymuşlardır.
 Peki bu böyle mi gidecek?
-HAYIR-
Bu noktada sorumluluk bilinciyle hareket edecek, değerlerine sahip, inanmış gençlik üzerine düşen tüm görevleri yerine getirecektir. Tarihten aldığı ruh, Türk Gençlerine aktif olmayı ve toplumu ilgilendiren konularda öncü, belirleyici, toplayıcı olmayı öğütler. Tarihini bilen Türk Gençliği çirkin tezgâhlara gelmeyecek ve buna karşı cephe oluşturacaktır. “ Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” sözünün idrakinde, Türk Gençliğini uyandıracak ve Türk Gençliğinin birliğinin tesisini sağlayacaktır. Bu görev, Türk’ün ilk ve mukaddes görevidir.  Bu görevin yerine getirilmesi milli ve vicdani bir sorumluluktur. Bu sorumluluk duygusu ise Türk’ün fıtratında vardır…
Türklük İslamiyet’in Kılıcıdır.”


                             SOSYAL BUHRAN ÜZERİNE…

Yazıma müteessir başlıyorum ne yazık ki…
Toplumumuz bugün, sosyal bir buhranla muhataptır. Bu mutahaplığın oluşum sütrecini incelemek, sonucun şekillenmesindeki en önemli etkendir. Bu sürecin şekillenmesi öyle uzak bir tarihe tekâbül etmez. Osmanlı Devletinin son dönemlerinde, daha önce toplumumuzun içinde görülmeyen, hırsızlık, gasp, yağmalama, ırza geçme gibi kötü olaylar terennüm etmiştir. Bu, Milli Mücadelede  ile kısmen son bulmuşsa da, daha sonra artarak ve suret değiştirerek, toplumun içine girmiş ve sosyal, ekonomik, kültürel, toplumsal buhrana yol açmıştır.
Atatürk’ten sonra tam manasıyla milli bir duruş sergilenememesi, otorite oluşturulamaması, nüfuz kurulamaması bizi yabancı devletlerin ağına düşürmüştür. Buna bağlı olarak toplumumuz, yabancı kültürlere aşılanmaya, bu doğrultuda yönlendirilmiştir. Bu tezgâh sinsi sinsi kurulmuş, geliştirilmiş ve uygulamaya geçilmiştir. Küçük gibi görünen gizli tuzaklarla başlayıp milleti büyük tezgâha getirmek isteyen pis niyetliler ne yazik ki gençliğin büyük çoğunluğunu tesirine almıştır. Gençlerimiz bu etkileşimin muhatabı kılınmıştır. Türk Gencinin tutunduğu dal olan milli ve manevi değerler, yine gençlik tarafından bilinerek yahut bilinmeyerek kesilmektedir. Birileri de bu duruma gülmek için sabırsızlıkla beklemektedir. Milletimizin, gençlerimizin ortak değeri olan bayrak, devlet, namus, din, milliyetçilik gibi değerler önemsiz gibi, çağa uymuyormuş gibi, gösterilmeye çalışılmaktadır. Gençlik, tarihine, edebiyatına sahip çıkmamakla, kitap okurken dahi yabancı kitaplar seçilmekte, Türk müziği, musukîsi “banel” gibi görülmekte yabancı müzik tercih edilmektedir. Yani hemen hemen her şeyde “yabancı olması” aranmaktadır. Ahlak yapımız bozulmuş, dilimiz bozulmak istenmektedir. “ flört” denen olay aşkın, sevginin, birlikteliğin yerini almıştır. Aile yapımız delinmek istenmekte kadın-erkek çatışması, feminizm denen dalgayla kadınlarımızın asi olması, itaatsiz olması sağlanmaktadır.
Velhasıl değerlerimiz yıkılmak istenmektedir.
Cenab-ı Allah bu milletin yardımcısı olsun…  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder